ARTIMEKANGÜNCELHABERSERGİ / MÜZE

KÜBRA MERCAN HARPUTLUOĞLU LINES, GRAPHICS & THE CITY

Youtube

Mimar Kübra Mercan Harputluoğlu’nun farklı disiplinleri bir araya getirerek kurguladığı “Lines, Graphics & The City” isimli kişisel sergisi, Artcrowdistanbul Galeri organizasyonu ile 20 Kasım’da Hugin&Munin Collective’de ziyarete açıldı. Müzik, doğal taş, bitki ve fotoğraf ile ziyaretçisine “Nasıl var olunur?”u sorgulatan bu sergi, sanatçının 10 yıllık varoluşsal sancılarının eseri…

Öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhabalar 1992 yılında Holanda Tiel şehrinde dünyaya geldim. Eindhoven University of Technology den Mimarlık, Bina ve Planlama alanında yüksek lisans yaptıgım süreç ve sonrasında Afrika, ABD, Asya ve Avrupa’da farklı projelerde yer aldım ve uluslararası şirketlerle çalıştım. Hayatımda pek çok durak oldu. 2019 da Türkiye’de yaşama kararı aldım. Hollanda ile bağlantım kesilmedi tabi ki. Iki ülke arasında gidip geliyorum. 2022 yılında Qh.Studio yu kurdum ve tam 1 senedir Teşvikiye’de ofisi fiziki olarak kurdum.

Lines, Graphics and The City serginiz, mimarlık, fotoğraf ve eskiz disiplinlerin birleşimiyle şehirlerin anlatımını üstleniyor. Farklı disiplinleri bir araya getirerek oluşturduğunuz bu sergiyle izleyicilere nasıl bir bakış açısı sunmayı amaçlıyorsunuz?

Fotoğraflarda insan ve hayatın akışını yakalamayı seviyorum. Farklı disiplinleri bir araya getirerek bir şehir hikayesi anlatmaya çalıştım. Ve bunun yolu bana göre duyular üzerinden geçiyor. İnsanı merkez alan bir sergi ve insanlar duyuları ile var oluyor. Ben şehri ve akışı donduruyorum ve o anı sizlerle duyularınız üzerinden paylaşıyorum. Yani o anda da var oluyoruz. Müzik, kullanılan doğal taş ve tasarlanan bitki düzenlemesi ile.

Farklı disiplinleri bir araya getirmek önemli benim için. Farklı bakış açılardan bir şeye bakmayı seviyorum ve destekliyorum. Tek bir doğru yok ve bir suru parametre var. Ne kadar farklı bakmayı ögrenirsek bunu hem kendi hayatımıza hem de profesyonel hayatımıza bir katkı olarak düşünüyorum. Bu sergide de eskiz, fotoğraf, müzik, bitkiyi bir araya getirerek insanları sadece görme duyumuzla var olmadığımızı da bir nevi anlatmaya çalıştım. 

Seyahat etiğiniz Rotterdam, Brooklyn, Paris gibi şehirlerde mimarinin üzerinizde derin etkiler bıraktığını biliyoruz. Bu şehirlerin mimari dokularını ve kültürel izlerini fotoğraflarınız ve eskizleriniz aracılığıyla nasıl anlatıyorsunuz?

 Aslında bu gördüğüm şehirlerin birkaçı sadece… benim için fotoğraf ve eskiz bir arşivleme metodu. Gözlem yapıyorum bir yere gittiğimde en sevdiğim şey/ Sadece binaları, dokularına bakmıyor insanları da gözlemliyorum. Sanırım bu 2 kültürde büyümenin de etkileri. Farklılıkları hemen görüyorum ve çok hoşuma gidiyor bu durum. Bu zenginlikten nasıl ilham almayayım değil mi? Fotoğraflarda ve eskizlerde bazen bina ile insanlar nasıl etkileşimde onu yansıtmaya çalışıyorum, bazen sadece oradaki çizgileri veya grafik ilgimi çekiyor bu da sanırım mimari gözümle alakalı, bazen sadece kendi hissettiklerimi duygularımı yansıtmaya çalışıyorum. Sonuçta onlarla var oluyoruz daha önce dediğim gibi. Tabi insanlar baktığında benim gördüklerimi görüyor mu bunu bilemiyorum. Farklı yorumluyor da olabilirler ama bir denge simetri, yansıma yakalamaya çalışıyorum. Yaptığım analizi aslında fotoğrafa yansıtıyorum ve mimaride de iyi analiz yapmak en önemli unsur benim için. Kısaca analiz, gözlem. Sonrasında daha iyi tasarımlar yapmak üzere çantamı dolduruyorum ve oradan ayrılıyorum.

Qh.Studio, sürdürülebilir ve doğayla uyumlu tasarımlar üretmeye odaklanıyor. Tasarım süreçlerinizde doğa, insan ve yapı arasındaki dengeyi nasıl sağlıyor ve bu ilişkiyi projelerinize nasıl yansıtıyorsunuz?

Öncelikle iyi gözlem yapmak gerekiyor. Örneğin, Afrika’da bir proje yapıyorsanız o insanların kültürünü bilmek, salonunu nasıl kullandıklarını, yerel malzemelerinin ne olduğunu, nasıl yemek yediklerini, pişirdiklerini, nasıl bir iklimde yasadıklarını bilmek gerekiyor. Konforlu bir yasam alanı yaratmak için veya yaşanılabilir bir ortam yaratmak için bunları bilmek gerekiyor. Tüm ülkelerde bu farklı, bazen 2 şehir 1 ülkede birbirinden çok farklı olabiliyor.

 Bu bir ev değil sadece, ofis olabilir müze olabilir, bir enstalasyon olabilir, bir sürü parametre var. İnsanlara hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum binaların. Davetkar olmaları önemli. Müzeler insanlara ama oradaki eserlere de hizmet ediyor. Bir tasarım yaparken öncesinde çok okuyorum, başka projeleri inceliyorum, bazen hatta çölde bir yapı tasarlamam gerekiyorsa onunla alakalı kitaplar alıyorum okuyorum. Bir tasarım insana hizmet ederken aynı zamanda bulduğu yerle de uyumlu olması gerektiğine inanıyorum. Bağlam önemli benim için. Doğayla genelde iç içe tasarlamayı hedefliyorum. İç bahçeler yaratıyorum projelerde bu ayni zamanda iklimlendirme de yardımcı oluyor. Doğayı doğru kullanınca, daha doğrusu onu dinleyince müthiş bir ilham kaynağı ve yardımcı bir unsur. 

Ve sonra insanlarla bu tasarımı paylaşmak Bir sergi olarak veya sadece deneyimleyeceğiniz bir yapı olarak. Dünyaya ve insanlara hizmet eden bir unsur…!

Serginizde doğal taşlar, müzik ve farklı şehirlerden fotoğraflar bir araya gelerek mimari bir hikâye anlatıyor. Doğal malzemelerin kullanımı sizin için mimari ve sanatsal anlamda nasıl bir öneme sahip?

Doğadan gelen ile bir tasarım koyuyorsunuz ortaya… Bir nevi az önce bahsettiğim gibi doğa ile uyumlu da tasarlamış oluyorsunuz. Güzel bir alma-verme dengesi oluşuyor orada. Yerden çıkartılan, milyonlarca yıl süren jeolojik süreçlere şahit olan, minerallerin bir araya gelişi ve sonra şekillenen taşlar başlı başına bir sanat eseri bence. 

Çıkan doğal taşların ham hali veya işlenmiş hali, dokuları, renkleri ilham alınası ve kesinlikle yaptığımız tasarıma hizmet ediyor. İklimlendirme, sürdürülebilirliği yüksek bir malzeme, kullanıcının sağlığına ve çevreye olumlu etkileri mevcut nem oranı, iklimlendirme sorununu doğal yollarla çözmüş oluyoruz.  

Hem büyük ölçekli kentsel tasarım projeleri hem de daha küçük ölçekli iç mekân ve enstalasyon çalışmalarınız var. Farklı ölçeklerde çalışırken, tasarım anlayışınız nasıl bir süreklilik ve esneklik gösteriyor?

Farklı ölçeklerle çalışırken esnek olmak durumunda zaten kalıyorsunuz. Büyük ölçekte düşündüğünüz bir şey daha genele hitap ederken küçük ölçekli bir tasarım kişiye özel olabiliyor ya da ilgili gruplara. Ama yine de her zaman o insan, doğa ve yapı arasındaki dengeyi korumaya çalışıyorum. Tasarıma başlamadan önce düşündüğüm şey; ne anlatmak istiyorum, amacım ne, neyi hedefliyorum? Hatta sorular çıkarırım kendime problem analizi yaparım, mekânın veya arazinin olanaklarını dikkate alırım. Bir nevi SWOT analizi yapıyorum ve bir konsept oluşturuyorum. Tabi burada işverenin bakış açısı da önemli. Tasarım sürecinin bir parçası/ parametrelerden biri. Sonuçta karşı tarafın da istekleri olabiliyor. Bazen ikna etmek durumunda kalıyorsunuz, hatta genelde ikna üzerine ilerliyor. İkna kabiliyetiniz ne kadar yüksekse o kadar faydalı diyebilirim. 

Serginizde beş duyuyu harekete geçiren bir deneyim sunuluyor, müzik ve mekân arasındaki ilişki vurgulanıyor. İzleyicinin bu çok yönlü deneyimle serginizden nasıl bir içsel yolculuk yapmasını bekliyoruz?

O mekânda, fotoğrafta anda var olmasını hedefliyorum.  Kullandığımız müzik, doğal taş, bitki ve fotoğraf ile. Farkına varmak aslında hedeflediğim, ve fotoğrafı yaşamasını amaçlıyorum. Veya nasıl var olunur sorgulaması… O zaman o dönüşüm de gerçekleşiyor. İçe dönüş, keşfetme önemli benim için. Aynı zamanda sorgulamayı destekliyorum, nasıl olsaydı daha iyi hissederdim, yaşadığı alanı sorgulamak ve bunun için mücadele etmek. Ya da kendi küçük ölçekte kendi habitatını yaratmak. Sergideki kullandığımız siyaha boyanmış antoryumlar, sarmaşıklar, dallar ve sevgili eşim Kemal Harputluoğlu’nun 2 fotoğraf için bestelediği parçalar, doğal taş ile birlikte duyularımızı harekete geçirerek, eşsiz bir deneyim sağlamayı hedefliyorum. Bu sergi sanırım 10 yıllık bir varoluşsal sancının eseri. Bir adım atabilmek önemli. Teşekkür ediyorum, sizin aracılığınızla bu deneyimi başkaları ile paylaşabiliyor olmak güzel.

Kübra Mercan Harputluoğlu

Paylaş:

Bir yorum bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.